top of page

Endüstri Uygulamalarının Merkezindeki Teknoloji: Blockchain


Blockchain teknolojisinin bileşenleri, aslında yıllar öncesinden bilinen ve kullanılan unsurlardır.


Örneğin kriptografi konusunda birçok yeniliği literature kazandıran David Chaum, 80’li yıllarda ilk dijital para projesini hayata geçirmiştir. Nick Zsabo akıllı kontratların (smart contracts) tanımını 90’lı yıllarda yapmıştır. Bitcoin ise merkeziyetsiz yapıda, çifte harcamayı önleyen iş ispatı kavramıyla yeni bir çözüm sunarak blockchain teknolojisinin ilk ürünü olmuştur.


Blockchain 1.0

2009 yılında Bitcoin ile başlayan ve Blockchain 1.0 olarak adlandırılan evre, kripto paraların ortaya çıkışı ve transferleri ile dijital ödemelerin gerçekleştirilmeye başladığı dönemdir.

2015’te Vitalik Buterin’in tasarladığı Ethereum platformu, akıllı kontrat özelliği ile finansal uygulamalarda da kullanılarak blockchain teknolojisini farklı bir boyuta taşımıştır.


Blockchain 3.0

Dijital toplum olarak adlandırılan Blockchain 3.0 ise finansal uygulamaların yanı sıra, yapay zekâ (artificial intelligence) ve endüstriyel nesnelerin interneti (IoT/IIoT) gibi alanlarda yaşanan gelişmelerle; eğitim, yönetim, sanat, sağlık, siber güvenlik, dijital kimlik gibi birçok alanda uygulama alanı bulmaktadır.


Endüstri 4.0

İşte bu noktada, ilk olarak 2011 yılında Almanlar tarafından ortaya atılan Endüstri 4.0 terimini ele almak gerekir; Endüstri 4.0 akıllı donanımlara sahip, yüksek verimlilikle, nicelikten ziyade kalite odaklı üretimi hedeflemektedir. Yüksek işgücü maliyetleri nedeniyle yurtdışına kayan üretim süreçlerini tekrar ülkesine çekmeyi amaçlayan Almanya, bulut bilişim, otonom robotlar, nesnelerin interneti, veri toplama ve analizi, yapay zekâ gibi unsurlarla sistemlerin bütünleşik olarak çalıştırılmasını hedeflemiştir. Bilişim teknolojileri ve endüstri bir araya getirilmektedir; otomasyon, veri paylaşımı ve üretim teknolojileri ile yüksek verimli, çevre dostu yeni hizmet ve iş modelleri geliştirilebilecektir.


Ancak Almanya’nın Endüstri 4.0’ından ilham aldığı söylenen Çin, 2015’te ‘Made in China 2025’i açıklamıştır. Çin’in amacı da imalat merkezi statüsünden dünya teknoloji gücü haline dönüşerek inovasyon merkezi olmak. Made in China 2025 stratejisi 5G, robotik, siber güvenlik, yeni enerji teknolojileri gibi unsurlara dayanıyor.


Yapay zekada da dünya lideri olmaya çalışan Çin, yeni nesil teknolojilerin küresel standartlarını oluşturma planı dahilinde China Standards 2035 üzerinde çalışıyor. Çinli şirketler de blockchainle ilgili patent başvurularında dünya birincisi durumda.

Blockchain teknolojisi yukarıda bahsi geçen yeni nesil teknolojileri de kullanarak dağıtık yapısı, şeffaf ve değiştirilemez olması gibi özelliklerle birçok sektörde uygulanmaya oldukça elverişli. Akıllı sensörler ve IoT tabanlı teknolojilerin blockchain altyapısında kullanımına yönelik birkaç örnek verecek olursak;


Lojistik

  • Lojistikte blockchain tabanlı uygulamalarla sensörler, belirli bir sıcaklıkta taşınması gereken ürünün, nakliye esnasında maruz kaldığı sıcaklığı kaydediyor. Akıllı kontratlarla sürecin tetiklenmesi ile mal bedeli ya da navlunun ödenmesi, sigortanın devreye girmesi gibi tanımlı süreçler otomatikleştiriliyor. Blockchain sayesinde değiştirilemez veriler ve anlık-tam izlenebilirlik, süreçlerin güvenilirliğini önemli ölçüde arttırıyor.


Trafik Kontrolü

  • Akıllı şehir uygulamalarında yine sensörlerle trafiğin kontrolü; ambulans, polis gibi geçiş üstünlüğüne sahip araçların kavşaklarda beklemesinin minimizasyonu için yapay zekâ kullanımı, aynı güzergahtaki araçların yine yapay zekâ ile hava ve yol koşullarını paylaşımı ile analizinin sağlanması gibi.


Blockchain sayesinde geçmiş işlemlerin de izi sürülerek, değiştirilemez kayıtlarla, anlık, çok paydaşlı etkileşimlerle süreçler daha güvenilir, hızlı ve kolay gerçekleşiyor. Blockchain teknolojisinin bu avantajlarıyla, Endüstri 4.0 ve diğer teknolojik trendlerin merkezinde olacağı anlaşılıyor.

bottom of page